Bu yaz inovasyon üzerine elime ne geçtiyse okumaya çalıştım. İçlerinden kimisi bilindik tekrarlardı. Birisi ise, tam anlamıyla ufuk açıcıydı. David ve Tom Kelley kardeşlerin Yaratıcı Özgüven: İçinizdeki Potansiyeli Serbest Bırakmak isimli Optimist Yayınlarından çıkan kitabı, inovasyona ilişkin değişik ve kapsamlı bir bakış açısını, herkesin rahatlıkla anlayabileceği ve özümseyebileceği bir dille ele alıyordu.
Kelley kardeşler, uzun yıllardır inovasyon ekosisteminin içinde. Ana babaları tarafından küçüklükten itibaren bozulan çamaşır makinalarını tamir etmek gibi işlerle görevlendirilen kardeşler, üniversite eğitimleri sonrası sıkıcı birer işe yerleştikten sonra, kısa sürede mutlu olamaycaklarını anlayıp IDEOyu kurarlar. IDEO inovasyon konusunda tasarım odaklı düşünmeyi, kullanıcı dostu olmayı amaçlayan bir şirket. Hem de ne şirket.
Kelley kardeşlerin buradaki başarısı sonrasında ise, Stanford Üniversitesinde bir atölye kurmaları için bir bağış alırlar ve burada da gerçekten başarılı işlerin hayata geçmesi için mentorluklar ve atölyeler düzenlerler. Pulse News, Early Infant Warmer gibi birçok başarılı inovasyonun filizlendiği yerdeki bu başarıların kısa öyküleri tek kelimeyle muhteşem bir dille ele alınmış.
Kelley kardeşler, eğitim sisteminin yaratıcılığı sınırlandığı hususunun üzerinde de yoğun bir şekilde durmakta. Toplumsal baskılar da yaratıcılığı öldüren unsurlar. Çocukken olan yaratıcılığın toplumsal baskılardan dolayı ne kadar geriletildiği, insanların utandığı, sıkıldığı için fikirlerini söyleyemediği, hayata geçiremediğini belirtiyor. Hayatta herkesin yaratıcı olabileceğini belirten Kelly kardeşler, fikir akla düşünce hemen prototip çıkarıp harekete geçmenin yaratıcılığın özü olduğunu belirtiyor. Plan, plan, plan ile yaratıcılığın olamayacağını, harekete geçmenin planlamadan önemli olduğunu vurguluyor.
Kelly kardeşlerin bir diğer vurgusu da inovasyonu öldüren söylemlerle mücadele. Bu fikir işe yaramaz demek yerine, bir fikri eleştirirken Ben olsaydım
veya İsterdim ki
.. cümlelerini doldurarak ele almak inovatif kültürü geliştiren söylemler. Tabi destekleyici bir lider takımı da inovasyonun kuruma yayılmasında oldukça önemli. Kitapta devasa bir şirket olan Procter&Gambleın dönüşümüne öncülük kadın CEOnun öyküsü de akılda kalıcı.
Kelly kardeşler inovasyonu konforlu koltuklarınızdan kalkıp hayatın içinde aramamızı salık vermekte. Elinize bir kalem, pantolonunuzun cebine bir kağıt koyun ve gördüğünüz değişime muhtaç alanları tek tek yazın. Zaman içinde inovatif düşüncenizin hızla gelişeceğini, aldığınız notlar arasında bağlantı kurabilme yetinizin artacağını göreceksiniz. kitaptaki bu kısmın özeti.
Kelly kardeşler kitabın son bölümünde ise, inovasyon atölye çalışmalarını ele almakta. Kendi geliştirdiği inovasyonları oyunlaştırma çalışmaları ise, ah bir yaygınlaştırabilsek diye iç geçirdiğim, kafamda atölyeleri canlandırırken ne çok eğlenirim, ne çok öğrenirim dediğim atölyeler.
Kelly kardeşler son olarak bilgisayar oyunlarının yaratıcı özgüveni geliştirdiğini, bir amaç uğruna edilen mücadelelerde yılmayan çocukların ileride de başarılı olduklarını dile getiriyor. Eğitim Gurusu Kayhan Karlının bir zamanlar izlediğim bir videosunda ikna olduğum bu hususa burada da rastlamak, belki de çocuklarımıza bu oyunları biraz daha az yasaklamayı sağlayabilir. Ben çoktan yasaklamayı bıraktım da ;
Kısacası Yaratıcı Özgüven kitabı, inovasyon süreçlerini anlamak isteyenler için başucu kitabı olmaya aday. Alın, okuyun, harekete geçin ve yaratıcılığınızı konuşturun. Hayatta herkes değişim yaratabilir. Buna inanın. |